"Böyle manevî bir rehberle karşılaşmak yirminci yüzyılın ortasında bir Ortaçağ azizi yahut Sami peygamberlerden biriyle yüz yüze gelmek gibidir. Birkaç ay önce Müstaganem'de vefat eden tasavvul: büyüklerinden Şeyh Ahmed el-Alavî ile karşılaştığımdaki intibaın da böyle oldu. Kahverengi cellâbesi ve beyaz sarığı, gümüş rengi sakalı ve sanki ondaki mübarekliğin ağırlığıyla aşağı doğru sarkmış uzun elleriyle, Efendimiz Halil ibrahim'in zamanından kalma saf ve kadim bir havayı etrafa yayıyordu."
...