Çakıl taşlarında okyanusları, adaları, ada insanlarını görür gibi oldu. Sudaki yol izlerinin öyküsünü yakından gözlemek istercesine avuçladı taşları. Avucunda, suyun altındaki pırıltılarını, canlılığı, en kötüsü öykülerini yitirmişlerdi. Yeşil renklisinin mor renkliyle hiçbir benzerliği yoktu. Sarısının da kestane renkliyle, damarlarını,yumuşaklıklarını, pütürlerini, kayganlıklarını tarttı. Benzersizdi her biri. Herkes gidişi belirsiz bir yolculuğa çıkmıştı. Tanın yoluyla çakıl taşlarının yolcul ...