Küresel bir tek dünya devleti sapkınlığına sürüklenen insanoğlu, hiç şüphesiz bu dönüşümün sancılarıyla boğuşurken, travmatik anıları geleceğe ayarlanmış saatli bir bomba gibi farkında olmadan genlerine kazıyor. Bu nedenle bu kitabı “geleceğin geçmiş travmaları” olarak yorumlamak çok daha sağlıklı bir bakış açısı olabilir. Çünkü geçmişin kötü izlerini temizlemek yetmez! Bugüne geçmişin geleceği olarak da bakmak zorundayız. Bu bizi hem olmuş olana hem de olacak olana karşı tam donanımlı bir şifa ...