Tahtadan atları, kurşundan askerleri, lastikten topları, plastikten arabaları, kısacası, parayla satın alınabilen hiçbir oyuncağı olmamış yoksul bir çocuğun öyküsüdür bu öykü.
O'nun çocukluğu boyunca bir tek oyuncağı oldu:
Bir horoz, gülibikli bir horoz!
Gülibik, o yoksul çocuk için oyuncak olmaktan da öte bir şeydi: bir dost, bir arkadaş, bir umuttu. Öyleyse bu öykü, o yoksul çocukla Gülibik'in sevinçlerini, acılarını, umutlarını, arkadaşlıklarını da anlatır.
O yoksul ç ...