3 Kasım habercisi olan son telefon konuşmamız: "Kızım sana bırakabileceğim en büyük mirasım yaşadıklarımdır. Başını hiçbir zaman eğmeyeceksin."
Onun içinde mor dağlara türkü söylemek, uzaktan geçen turnalara el sallamak vardı. O bir devre damgasını vurdu ama içindeki türküyü hiç duymadılar, dinlemediler... Yükselen canhıraş çığlıkların ortasında hep bir "sebep" olarak görüldü, gösterildi.
Oysa bir insanın tek başına bu kadar "çok sebep" olması mümkün değildi. "Utanç Duvarla ...